ORHA (ORTALIK HABER AJANSI), ANKARA — Oğuzhan Uluyurt
Orta Avrupa’da yer alan bir ülke gözlemci olarak Türk Keneşi’ne katılıyor. İlginç değil mi? Birçok tarih kitabındaki amansız barbarların sofrasında, bir Avrupalı.
Doğruya doğru tarihleri ekseri kavimler kapısını kollamakla geçmiş bir Coğrafya ne desin bu daha geniş bozkırların peşinde at sürenlere.
Peki, Uluslararası arenada büyük bir yeri ve önemi var mı bu Türk Keneşinin? Sanmam. O zaman Orban’ı buraya çeken ne? Galiba hakikat…
- Konstantin Macarlar için Türk ve yaşadıkları yeri de Türkiye diye yazmış kendi kitabına. Bu onları doğrudan Türkleştirmez ama coğrafi konumları gereği hep Türk topluluklarıyla iç içe oldular.
Ural dağlarının doğusundan Orta Avrupa’ya geçen süreçlerinde Hazarlar ve Bulgarlar ile yakın temasları olduğu kesin. Hösok Töre meydanında tanıdığım Macarları bir birlik halinde toplayan Arpad dahi Hazarların yardımıyla bu birlikteliği sağlamıştı. Orta Avrupa’daki bugünkü yerlerini almaları da yine bir Türk topluluğu olan Peçeneklerin onları Deşt-i Kıpçak’tan çıkarmalarıyla olmuştu.
1400’lü yıllarla birlikte Osmanlı ile de uzun süre Tarih sayfalarında bazen yan yana bazen iç içe anıldılar. Fikirleri ve hayalleri bilimselleştirme hususunda önemli destekler alabileceğimiz Macar toplumuyla aramızda ki bağları güçlendiren çok güzel öneklerde var.
Macar demokrasisinin babası Lajos Kossouth uzun bir süre Kütahya’da misafirimiz olmuştu.
Ural dağların doğusundan kopup gelen bu topluluk bugün muasır medeniyetler âleminde haklı saygın yerini almış durumda. Çıkardıkları bilim adamlarıyla, güzel şehirleriyle, tarihe olan saygılarıyla, Türk tarihine olan katkılarıyla; Keneşte bulunmaları eşi bulunmaz bir zenginlik.
Osmanlı’dan kalan eserlere saygıları çok ince bir nezakettir.
Macaristan’daki Türk izleri görülmeye ve hayrete değerdir. Budapeşte’deki Osmanlı kaplıcası, Gül Baba Türbesi ve Estergon’daki surun hemen dibinde Tuna kıyısında yer alıp Ciğerdelene bakan cami eşsiz bir ruh ziyafeti verir. Çok güzel korunmuş bu eserlerin içinde geçmişin akıncı beylerini anmak hissetmek güzel bir duygu.
Not: Estergon’daki cami, kafe olarak özel bir kişiye ait. Çok güzel, çok sıcakkanlı insanlar Türk olduğunuzu söyleyince Barış Manço’dan Estergon marşını çalıyorlar. Muhabbeti koyulaştırınca da bizde Türk’üz diyorlar. Elizabeth işletme müdürü biz Kumanız demişti.