Biz hep Türk Gazeteciler birliğinden söz ediyoruz. Türk Dünyası olarak hep güçlü olmak istiyoruz. Her toplandığımızda Türk Gazeteciler birliği konusun gündeme geçiriyoruz. Ama ne yazık ki hala o ileteşim, o birlik, herşey istedigimiz gibi olmuyor. Neden? Cünkü Türk Dubyasındaki Gazeteciler bir birini yeterince iyi tanımıyorlar. Güvenmiyorlar. Iletişim hala kurulmadı. Kazakistan’daki Türk Dili Konuşan Gazeteciler Vakfı olarak biz az evvel Almatı şehrinde Kazak gazeteliler icin çalıştay düzenlemiştik. Amacımız — Türk Gazetecileri Kazakistan’a davet etmek, onlar’la tecrübe paylaşmak. Mersin’deki «Haberci» gazetesi Genel Yayın yönetmeni Hediye Eroğlu hanım seminerde değerli konuklarımızdan oldu. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar günü kapsamında kardeşimiz, arkadaşımız hem meslektaşımız Hediye hanım’la Türkiye’deki Kadın Gazeteciler hakkında reportaj yapmıştık.
— Hediye hanım, Türkiye’de kadınlara gazeteci olarak çalışmak zor değil mi?
— Türkiye’de gazetecilik yapmak her geçen gün zorlaşırken, kadın gazetecilik de buna bağlı olarak giderek zorlaşmaktadır. Zira bizlere öncelikle gazetecilik ve kadınlık arasında bir seçim yapılması dayatılmaktadır. Ucuz iş gücü olarak görülen kadın, erkekler ile aynı işleri yapabilmesine karşın, engellenmekte, kariyeri, yükselişi önlenmekte, kadınlar daha geri pasifize görevlerde çalıştırılmaktadır. Kadınların yaptığı işler genellikle ‘son bir kez daha gözden geçirilmeli’ anlayışına maruz kalmakta ve kadın bakış açısı sınırlanmakta, sansürlenmektedir. Pek çok sektörde olduğu gibi basın-yayın alanında da düşük ücret politikasının ilk mağduru olan kadınlar, sosyal haklardan yararlanmada da geri de kalmaktadır. Sigortalı çalışanda öncelik erkeğe verilirken, aynı işi yapan bu haktan yıllarca mahrum kalabilmektedir. Öte yandan taciz ve mobing kadınlara daha ağır uygulanmakta, sosyal ve ekonomik sömürünün yanı sıra kadınlara yönelik ayrıca duygusal sömürü uygulanmaktadır.
Evde kadına dayatılan temizlik, çay-kahve ikramları gibi işler eşit şekilde yapılması gerekirken, işyerlerinde de kadınlardan beklenmektedir.
NOT
Selma Rıza Feraceli: “İnsan kendi cinsine de esir!… Dine, şeriata, düzene, âdetlere de esir!… Esir!.. Her şeye esir!..Bu hal nedir Yarap?!.. Kurtuluş yok mu? (…) Ah uçmak!.. bu esaret zincirinden kurtulmak!… Özgürlük, Özgürlük!…”
19. yüzyılın başlarında İstanbul… Bir kadın, “Hürriyet, Eşitlik ve Kardeşlik” için kalemine sarıldı. O kadın, Türkiye’nin ilk kadın gazetecisi Selma Rıza Feraceli. Aynı zamanda İttihat ve Terakki’nin tek yeminli kadın üyesidir.
— Sizin ulkede kadin gazetecilerin erkek meslektaşlardan farklılığı nedir?
— Kadın aslında erkeğe göre; iletişimi daha güçlü bir varlık olup, insan ilişkilerinde de kadının sağladığı başarı oranı erkeklere göre açık ara fark ile çok daha iyidir ve bu bilimsel verilerle de kanıtlanmıştır.
Ancak erkek egemen toplumun ‘ben bilirim’ zihniyeti özellikle iş hayatında kadının başarısını gölgeleme hırsı, kadının başarısını yok sayma çabasına dönüşmektedir. Oysa kadınların yaptığı gazetecilik işleri, eylemleri toplumdan çok daha fazla karşılık görmektedir. Aramızdaki tek fark kadınların daha iyi olması, erkeğin de bunu örtme çabasıdır.
Hediye hanım Kazakistan’daki Gazeteciler calıştayında. Almatı.
— Hediye hanım, bayan/kadınların en sevdiği konu ne?
— Ülkemizde bilinçli toplumlar var etmemek adına yürütülmüş en başarılı siyaset, politika kadınların-kızların eğitimden uzaklaştırılarak, içi boş, yayınlara, magazin, eğlence, yarışma, evlilik programlarına mahkum edilmesidir. Bu anlamda kadınların bugün ısrarla bu programları izlediği savunulmakta oysa kadınlar kendilerine uzatılan her türlü gelişim ve destek eline de yanıt vermektedir. Ancak ne yazık mi bu yöndeki yayınların azlığı ve önündeki engeller kadınlara ulaşımı güçleştirmektedir.
Kadınlar özellikle kişisel gelişim, çocuklar, temel hak ve hürriyetler, sosyal, ekonomik ve kültürel konularla yakından ilgili olup, ilgi alanlarındaki yayın ve programlara ulaşmakta ise zorlanmaktadır.
— Gazeteci bayanlar normalde kaç yaşa kadar çalışır? Ben hep genç veya orta yaştaki gazetecileri görüyorum…
— Türkiye’de kadın gazetecilik özellikle son 10 yılda daha akademik kökenli kadınlardan yani üniversite mezunu kadınlardan oluşmaktadır. Ancak bundan 10 yıl öncesine kadar oran tam tersi istikametteydi. Yani meslekteki kadınların çoğunluğu alaylı usta-çırak ilişkisi ile yetişen kadınlardı.
Bugün akademik eğitim almış üniversite mezunu kadınların öncelikle tercihi ulusal veya uluslar arası kurumsallaşmış yayın kuruluşları olup, bu kurum/kuruluşlardaki çalışma süresi ortalama 40-50 yaşına kadar sürmektedir. Yani bu tarz kurumlarda çalışan kadınlar genellikle emekli olarak meslekten ayrılmaktadır.
Ancak yerel basında veya Anadolu’nun her hangi bir kentinde çalışan kadın gazeteciler için durum biraz daha zordur. Gerek maddi imkansızlıklar, gerek toplumsal baskı, gerekse de kadın-erkek eşitsizliği kadınları meslekten daha çabuk soğutabilmekte, kadınlar çok geç yaşlarda bu işe başladığı gibi çok erken yaşlarda farklı iş sahalarına yönelebilmektedir.
— 2014 yılında Türkiye Gazeteciler Federasyonu bünyesinde Kadın Gazeteciler Komitesi kurulduğunu biliyoruz. Amacı nedir?
— Türkiye Gazeteciler Federasyonu bünyesinde Kadın Gazeteciler Komitesi Başkanı, aynı zamanda İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olan sayın Misket Dikmen’dir. Genel sekreterliğini yürüttüğüm komite; öncelikle kadın-erkek eşitsizliğini önlemek, kadın gazetecilerin yaşadığı sosyal, kültürel ve ekonomik sorunlara dikkat çekerek, çözümü için politika üretilmesi ve kanunlarla da bunun elde edilmesidir. Bu amaç doğrultusunda bugüne kadar Anadolu’nun pek çok kentinde çok sayıda kadın ile bir araya gelerek, beyin fırtınası yaptık. Ülke genelindeki kadın gazeteci sayısının tespitine yönelik çalışmalarımız devam etmekte olup, sorunların tespiti ve bir rapor haline getirilmesi için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Ayrıca komite olarak federasyonumuzun da desteği ile 2016 yılı ekim-kasım aylarında İzmir’de Türkiye’de bir ilke imza atarak ‘Kadın Gazeteciler Çalıştayı’ yapmayı planlıyoruz. Bu çalıştay sayesinde kadınların sorunları belki de ilk kez yüksek sesle dile getirecek ve ilgili makamlara akademik bir çalışma olarak sunarak, çözüm isteyeceğiz.
— Kaç tane üyeniz var?
— Federasyonumuz bünyesinde 70’e yakın gazeteciler cemiyet ve dernekleri olup, bu cemiyet ve derneklere üye olan kadın gazetecileri tespitimiz devam ediyor. Şuana kadar bu cemiyet ve derneklerin yaklaşık yarısına ulaştık ve yaklaşık bin kadın gazeteciye ulaştık. Ancak tabiî ki bu rakam sadece bizim federasyonumuza bağlı cemiyet/dernekler için geçerli. Yani diğer cemiyet ve derneklere üye gazeteciler de bulunmakta olup, bu bilgileri güncel olması için çalıştay öncesi Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nden elde etmeyi planlıyoruz. Ancak tahmini rakamlara göre Türkiye’de 5 bini aşkın kadın gazeteci olduğunu söyleyebiliriz.
— Neler yapıyorsunuz? En büyük projelerinizden bahsedebilirmisiniz?
— Komite olarak en büyük hedefimiz; kadın gazetecilerin de gazetecilik yaptığını topluma, mesleki camiaya anlatabilmek. Yani biz de sizin gibiyiz. Biz de iyi gazetecileriz. Buradan yola çıkarak, sorunlarımızı çözmek istiyoruz. Bir erkek ile aynı işi yaparken, hatta daha özveriliyken neden daha az ücret alalım? Yada yaptığımız başarılı işler için neden ödüllendirilmeyelim? Neden yönetici olmayalım?
İşte bu kapsamda düzenleyeceğimiz Kadın Gazeteciler Çalıştayı’nda bu soruları gündeme getirerek, bu düzenin değişmesi için önemli bir adım atmış olacağız.
— Türk Dünyası kadın gazeteciler birliğin isteyenler çok. Meselâ biz, yani Kazak kadın gazeteciler. Bu konuda neler yapabiliriz ve neler yapmalıyız?
— Ben her zaman birlikten, beraberlikten yanayım. Kadınlar olarak sorunlarımızın çözümünün birlik/beraberlikten geçtiğine inandığımız için bu komitede çalışma gayretindeyiz. Türk dünyasının her alanda birlikteliğe ihtiyacı var ama özellikle de basın yayın alanında. Zira medyayı elinde tutan güçlerin dünyayı hükmettiği bir düzen de yaşıyorsak, medyada sağlanacak birliktelik ile daha güzel bir dünya için el ele verebiliriz.
Kazak gazeteciler’le birlikte. Almati.
— Hediye hanım, 8 Mart — Kazakistan’da Kadınlar ve Anneler günü. Arzunuz nedir?
— 8 Mart Türkiye’de de Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılmaktadır. Ancak bugün kutlamadan ziyade kadınların yaşadığı sorunlara, sıkıntılara dikkat çekilerek, talepler daha yüksek sesle dile getirilmektedir. İşte biz de diyoruz ki dünyanın tüm kadınları birleşip ayağa kalktığında dünya bugünkünden çok daha güzel ve anlamlı olacaktır. Kazak meslektaşlarımızın daima yanında olma arzusu ile aramızdaki işbirliğinin arttırılmasına destek olan, köprü vazifesi gören siz değerli meslektaşlarımın da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Daha çok görüşelim, daha çok iletişimde olalım, el ele verelim.
— Size çok teşekkur ederiz! Gazetecilik hayatınızda başarılar dileriz!
Naziya Joyamergenkızı, Kazakistan’daki Türk Dili Konuşan Gazeteciler Vakfı’nın Başkanı